Güzel Ahlak Nedir?

on Wednesday, February 27, 2013

“Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez”.  (Tirmizî, Birr, 33)

Sözlükte Ahlak; Huy, tabiat, insanın davranış tarzı, tutum ve tavrı, bir cemiyette makbul ve iyi sayılan davranış kuralları olarak tanımlı.

İslâm ahlâkı ise ahlâkın temeli olarak Allah’ın emrine uygunluğu ve gaye olarak da Allah rızasını almakla insanı şahsi veya toplumsal bencillikten kurtarmıştır. Ahlâkı da cemiyetten cemiyete ve zamanla değişen keyfî ve tesadüfî kaideler yığını olmaktan çıkarıp Allah’ın emirlerine uygunluğu esas almakla, birlik ve beraberliği ve devamlılığı sağlamıştır.

Güzel kelimesi ise; Hoşa giden, beğenilen, iyi, doğru bir biçimde olarak anlatılmış sözlükte.

Güzel Ahlakın ise tek bir tarifi yok, tabi ki İslami açıdan ele alıyoruz konuyu.

Peygamber Efendimiz; “İnsanlara güzel ahlakla muamelede bulun” (İbni Kesir, Sire, 4:194-195) buyurmuşlar. Üç kuruşluk menfaat uğruna “Sözleriniz benim için emirdir” der bazıları, peki bu söz Allah’ın Elçisinin sözleri olunca ne demeli? “Emriniz başım, gözüm üzerinedir” demekten başka?

Bir gün Efendimize neyin Cennet’e daha çok yaklaştıracağını soruyorlar, cevaben; “Allah’a takva ve güzel ahlak” buyuruyorlar. (Tirmizi, Birr 62, Kutub-u Sitte, 16. Cilt, sf. 329)

Yine, “Ruhumu kudret altında tutan Allah’a yemin ederim ki cennete sadece güzel ahlak sahipleri girer.” (Tirmizi; Huccetü’l İslam, İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 2. Cilt)

Sanırım konunun ehemmiyetini anlatmak ve kavramak için yeterli.

Peki, Güzel Ahlak nedir? Nasıl kazanılır? Nerede kazanılır?

Peygamber Efendimizin “İlmin Kapısı” dediği Ali (r.a.) diyor ki; güzel ahlak üçtür,

1. Mesuliyeti gerektirecek işlerden uzak durmak,
2. Helalinden kazanıp yemek,
3. Çoluk çocuğunun geçimini temin etmek.

Her konuda olduğu gibi bu konuda da önderimiz Efendimiz. Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de Peygamber Efendimiz için; “Gerçekten sen, büyük bir ahlâk üzeresin” (Kalem Suresi 4. Ayet) buyurmaktadır.

“Ben, ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim” diyor Efendimiz. (Mâlik, el-Muvatta, 2/904) Eksik olan şey tamamlanır, değil mi? Dolu bardağı dolduramazsınız. Hiç varlığından söz edilmeyen bir şeyin tamamlanması da söz konusu olmaz. O halde, ortada güzel ahlâkın bazı esasları mevcut, ama noksan demektir.

“Güzel ahlâkı tamamlamak” üzere gönderilen Peygamberimizin terbiyesi altına girmeliyiz.

Müminlerin annesi Hz. Ayşe’ye (r.a.) sorarlar: Resulullah’ın (sav.) ahlâkı nasıldı? Cevap;

“Siz Kur’an’ı okumadınız mı? Resulullah’ın (sav.) ahlâkı Kur’an’dı.”

Evet, önderimiz belli. Rabbimiz ise önderimizin ahlakını övmüş. Önderimizin ahlakının ne olduğu da ortada. Öyleyse nedir güzel ahlak?

Şöyle diyebilir miyiz? Güzel ahlak = Kur’an ahlakı.

Kur’an elimiz ayağımız olmalı, çıkmalı artık kılıflardan, inmeli raflardan.

Kur’an ve Sünnet ışığında, taklit olan yani dedemizden atamızdan konu komşumuzdan, twitterdan facebookdan gördüğümüz dini bir kenara bırakıp, en baştan başlayarak gerçek bir imana sahip olalım, yaşadığımız gibi inanmayı bir kenara bırakıp, inandığımız gibi, olması gereken gibi, Efendimiz gibi yaşayalım. Unutmadan;

“(Ben) cinleri ve insanları, ancak bana ibâdet etsinler diye yarattım!” (Zariyat Suresi 56. Ayet)

 



View the
Original article

0 comments: